instagramInstagram

Antrenman nedir ?

blog-topic

Antrenman, zor şartlara uyum ve belirli bir amaca yönelik çalışmalar olarak tanımlanabilir. En kabul görmüş antrenman tanımlarındandır. Antrenmanı en iyi açıklayan tanımlara göz atalım.

Matveyev sporcunun sistematik ve pedagojik olarak organize olmuş bir şekilde gelişiminin kontrol edildiği çalışmalara antrenman demiştir.

Sistematik-pedagojik-organize-gelişim kontrolü.

Sistematik-planlı, metabolik-fizyolojik cevapları hedefleyen, organize-günlük hayatı organize etmek, gelişim kontrolü ise testleme ve bireysel antrenmanı hedef alır. Bütüncül yaklaşımlar içinde antrenmanı tanımlayan en iyi ifadedir diyebiliriz.

Pedagoji buradaki anlamı ile çocuk bilimi şeklinde değil eğitim bilimi şeklinde kullanılmıştır. Paidagogeo, paid çocuk anlamında, ago bilim anlamındadır. Asıl anlamı çocuk bilimidir.Çocuk eğitim bilimi demek ise yanlış olmaz.

Hayatı organize etmek antrenmanın en önemli özelliğidir. Antrenmanın pedagojik boyutu eğitimi ve entellektüel olarak geliştirme fonksiyonunu içerir. Organize olmuşluk antrenman saati, kalori hesabı, dinlenme gibi tüm günün planlamasını belirtir. Gelişimin kontrolü, antrenmana verilen cevabın ve form durumunun denetlenmesi şeklinde değerlendirilebilir. Bu test sonuçlarının gözlemi ile daha belirgin hale gelir. Ama asıl önemlisi bilimsel materyaller ile universal olarak bir değer kazanır.

‘Egzersiz’in nasıl değil, ne için yapıldığını bilmek önemlidir’ ile ilgilenir.

Anglo-sakson dünyanın bilimcilerinden olan Frank Dick, tanımında ‘kişinin yaşadığı yaşam biçiminin baskı ve zorluklarına, başarılı bir uyum sağlamak için uygulanan kontrollü alıştırmalardır’ der. Burada alıştırma, antrenman birimin en küçük parçasıdır. Set, hareket veya hedeflenen ardışık istasyonlar olabilir.

Dick tanımında yaşam biçimi kavramının üstünde durur ve antrenmanın spor salonuna girince başlanan ve çıkınca biten bir durum olmadığını vurgular. Ayrıca diğer tanımlarda vurgulanmayan antrenmanın boyutlarını dile getirir. Baskı ve zorlanmalara karşı kontrollü alıştırmalar ise miktar, süre, içerik, şekil ve organizmaya yaptığı etkileri inceler. Böylece metabolik cevapların ve egzersiz karakterini şekilllendirdiği bir yapı olarak betimler.

Alman ekolünün ünlü spor bilimcisi Beyer ise ‘fiziksel performans kapasitesinin arttırılması için alınan tüm tedbirlerdir’’ der. Kavramların heryerde işlemesi ve tüm sistemleri kapsaması açısından önemlidir. Ne kadar geniş olursa o kadar faydalı ve işe yarar gözükmektedir. Antrenman kavramının tüm özelliklerini tek bir tanımda açıklamak zordur. Bunun ile beraber antrenmanın tanımını yapanlar genelde spor bilimciler, fizyoloji uzmanları ve pedagoglar olmuştur.

Antrenörlerin ve saha uygulayıcılarının üstünde uzlaştığı bir ‘’ Antrenman budur ‘’ tanımı yoktur.

Eğer olsa idi iki ekolün farklılıklarını daha belirgin olarak görebilir ve antrenörlerin gözünden de yorum yapabilirdik. Batı ve doğu dünyasının spor bilimcileri böyle bir tanım yapar iken, iki ekolün antrenörleri de böyle bir tanımlama yapmamıştır.

Antrenmanın ilkeleri,

Her hareket ve egzersizin metabolizma ve vücut üzerindeki etkileri farklı olduğundan, bu farkları yaratan etmenlere denir. Bunlar hareketin veya antrenmanın sıklığı, miktarı, miktar derken hacim ve kapsam olarak farklı değerlendirilebilir. Ayrıca sürede yine metabolizmanın cevabını belirler.

Miktar (hacim, kapsam)

Şiddet

Sıklık

Süre

Burada kapsam antrenman süresini içerebildiğinden hacim, şiddet, sıklık antrenmanının ilkeleri olarak da görülebilir.

Antrenman yükünü ve bunu belirleyen faktörlerin karşı kutbunda ve sınırlayıcısı olarak yorgunluk durur. Yorulmanın fizyolojisi kısaca açıklamak gerekir ise dış yüklenmelerin iç değişimler yaratmasıdır. Bu iç değişimler homeostatik dengeyi bozmakta ve vücut buna karşı direnmektedir. Bu yapı yorgunluk olarak tanımlanır. Laktik asit, metabolik artıklar şiddeti yüksek antrenmanlar sonucu ortaya büyük oranlar ile çıkar. Bunlar vücut ph ını düşürür ve homeostatik dengeyi bozar. Diğer tüm motorik özellikler termodinamik yasasına uygun şekilde enerji tüketir ve vücut bu depoları doldurmaya çalışır. Tüm bu süreç metabolizma üzerinde bir stress yaratır. Tüm streslere farklı cevaplar verilmekle beraber ortak olan tek şey homeostatik dengenin korunması ve yapının devamlılığının sağlanması refleksidir.

Caner Açıkada antrenmanın ilkelerini,

  1. Özel olma,
  2. Yüklenme, yorgunluk ve uyum,
  3. Geriye dönüş
  4. Giderek artan
  5. Çeşitlilik
  6. Alternatif
  7. Periyotlama

başlıkları ile ele almıştır. Bu tanımlamaları 16 yaş ve üstü sporcular için belirlemiş ve klasik olarak öğretilen 4 maddelik antrenman ilkeleri maddelerini tekrar yorumlamış ayrıca kitabında temellendirmiştir. 16 yaş grubuna farklı bir ilkeler listesi belirlemiştir.

İç ve dış yüklenme miktarları,

Hareketin, şiddeti, sıklığı, süresi miktarı ve türü gibi dış faktörlere bakarak iç yüklenmenin miktarını tahmin edebiliriz. İç yüklenmenin miktarını belirlemek bugünkü teknoloji ile zordur. Metabolik yük ü belirlemek için özellikle italyan spor bilimcileri ve fizyologları ciddi çalışmalar ve buluşlar yapmışlardır. Bu konuyu daha sonraki yazılarımızda anlatırız.

Antrenörlük,

Antrenörlük gözlem inceleme ve uygulama üzerine oturan bir bilim dalıdır. Uygulama yönü, planlama ve liderlik özelliklerindeki farklılık ile ise sanat olarak yorumlanabilir. Başarı ise gözlem, inceleme ve uygulamanın koordinasyonuna ve total kalitesine bağlıdır.

Bilimsel bir metod olarak antrenörlük gözlemin en fazla ihtiyaç duyulduğu alanlardandır. Gözlemin değerlendirilmesinde baskın 2 yol vardır. Birincisi önceki tecrübeler, diğeri ise bilimsel analizden yararlanmaktır. Sporcuyu takip etmek antrenmanın bireysellik yönüne katıkıda bulunur. İncelemede teknik-taktik ve form durumunu analiz etmek anlamına gelir. Uygulama ise planlama, antrenman bilgisi ve saha pratiğini içerir. Özellikle futbolda görülen teknik ekiplerin büyümesini yukarıdaki tabloya göre değerlendirirsek, bilimsel yorum yapabilen antrenör sayısının azlığından dolayı ekipler değişmek yerine büyümek yolu ile bu yorumlara ulaşmayı hedefler. Subjektif ve bilimsel yorum arasında ibre gittikçe bilimsel yorum ve analize kaymaktadır.

Gözlem, inceleme ve uygulama,

Bu 3 başlık önemli olsa bile bunların alt başlıkları daha önemlidir. Gözlem subjektif olsa bile inceleme objektiflik ister. Bunu uygulamak ise iç güdüsel analiz, tecrübe durumu ve bilimsel analizin total kalitesine bağlıdır. Bunları aynı potada eritmek sanat olarak adlandırılabilir.

Fatih Özkan.